Esnafların ticari faaliyetlerinden kaynaklı İlamsız (faturaya dayalı) alacaklarına, borçlu tarafından 7 gün içerisinde itiraz hakkı bulunmaktadır. Bu süre içinde borçlu itiraz ettiği takdirde alacaklı itirazın iptali davası açmak sureti ile alacağını ispatlamak zorundadır. Borçlunun 7 gün içinde itiraz etmemesi durumunda ise alacak kesinleşir ve alacaklı tahsilat aşamasını başlatır. Bu durumda borçlunun itiraz etmemesine rağmen herhangi bir borcu olmadığı iddiasında ise, Menfi tespit davası (Borcunun olmadığının tespiti) açabilecektir. Borçlu takipten önce veya takipten sonra bir menfi tespit davası açarak borçlu olmadığının tespitini isteyebilir. Borçlu açtığı bu davayı kazanırsa, takip iptal edilir ve borcu ödemekten kurtulur.
İlgili davaların açılacağı mahkemeler ise, iki tarafın tacir olması durumunda (Bilanço esasına göre defter tutması) Ticaret Mahkemelerine dava açacaklardır, Bir tarafın esnaf (İşletme, Basit Usul defter tutması) olması durumunda ise Asliye Hukuk Mahkemelerine dava açacaklardır.
İtirazın iptal davalarında (Alacağın ispat davaları) genellikle tarafların ticari defterlerini dayanak gösterilir. İlgili davaların çoğunluğunda somut delil olarak ticari defter kayıtları baz alınmaktadır. Bu nedenle ticari defterlerin Hukuk Usulü Muhakemeler Kanunun 222. Maddesinde belirtilen usullere göre tutulması gerekmektedir.
6100 sayılı HMK’nın 222. maddesinde ticari defterlerin delil olmasının koşulları düzenlenmiş olup, anılan madde hükmü gereğince; ticari defterlerin, ticari davalarda delil olarak kabul edilebilmesi için, kanuna göre eksiksiz ve usulüne uygun olarak tutulmuş, açılış ve kapanış onayları yaptırılmış ve defter kayıtlarının birbirini doğrulamış olması ve bunun yanında diğer tarafın aynı şartlara uygun olarak tutulmuş ticari defterlerindeki kayıtların bunlara aykırı olmaması veya ilgili hususta hiç bir kayıt içermemesi gerekmektedir.
Bilirkişi incelemelerinde, Yevmiye, Envanter ve Defteri Kebir (Büyük Defter) kayıtları eksiksiz tutulması ve kağıt ortamında tutulan defterlerde süresi içerisinde yazdırılmış olması zorunludur, Aksi durumda delil olma özelliğini kaybeder, e-Defterlerde ise Envanter defterleri inceleme esnasında yazdırılmış ve eksiksiz olarak sunulması gerektedir, sunulmadığı durumlarında ise delil olma özelliğini kaybetmesi söz konusu olacaktır.
Çoğu bilirkişi incelemelerinde veya mahkemelere sadece, Yevmiye Defterleri sunulmaktadır bazı durumlarda, ise Yevmiye, Kebir, Envanter defterleri sunulmasına rağmen, Kebir veya Envanter defterleri boş olarak sunulmaktadır. Bu durumda HMK’nın 222 maddesindeki aranan şartlar dahilinde, eksik olduğu noktasında tespit yapılacağından, ilgili ticari defterler tarafı lehine delil niteliğini kaybetmektedir. Çoğu zaman, davacı veya davalının davayı kazanmasına sebep olabilecek en kuvvetli delillerden bir tanesini basit bir hatadan dolayı tarafların davayı kaybettiğine şahit oluyoruz.
Bilirkişiler kesinlikle bu defterin boş, bu olmaz bunu eksik yapmışsın, bu olmaz şeklinde ifadeler kullanması yasaktır. Bilirkişi incelemesi esnasında taraflarına sunulan bilgi ve belgeler doğrultusunda, rapor tanzim etmelidirler, ilgili raporlarında eksiklikler veya uyuşmazlıklar söz konusu ise bunları tespit edip rapora yazarak mahkemenin takdirlerine sunacaklardır.
Yevmiye Defteri, Büyük Defter (Defteri Kebir) ve Envanter Defterleri yazdırılması, ticari defter kayıtlarının bir birlerini teyit etmesi (Yevmiye numaraları, tutarları, v.s) gerekmektedir. Ayrıca inceleme esnasında, var ise, uyuşmazlık konusu mal veya hizmete ilişkin, Fatura, Tahsilat, Tediye, Mahsup Fişi, Banka dekontu, Sevk İrsaliyesi, Teslim Tutanağı, Taşıma irsaliyesi, Teslime ilişkin diğer bilgi ve belgeler ve tutanakları sunması ilgili tarafın lehine ciddi bir delil olacaktır. Bu konulara dikkat etmeniz gerekmektedir. Sağlıcakla kalın,
Haber Detay